Eğer birine aşıksanız, sevgilinizi mutlu etmenin ne demek olduğunu; onun
gözlerinin içi gülerken ve size hayranlıkla bakarken sizin ne kadar
mutlu olacağınızı bilirsiniz. Ona yapacağınız küçük jestler, ara sıra
beklemediği anlarda yapacağınız sürprizler hem belkide ilişkinizi
sıradanlıktan kurtaracak, hem de farklı bir şey yapmanın tadına
varacaksınız. Peki hiç sevgilinize inci kolye almayı düşündünüz mü?
http://historicalsocietyoflondon.org/2014/01/22/inci-kolye-farki/
Panax Yan Etkileri
28 Ocak 2014 Salı
28 Kasım 2013 Perşembe
Kronik Böbrek Hastalığı Hakkında
Türkiye’de erişkinlerin yüzde 15’i böbrek hastası. Her 7 kişiden biri kronik böbrek hastasıyken 10 hastadan sadece biri hastalığının farkında…
Böbrek hastalığı üzerine araştırma yapan Türk Nefroloji Derneği çarpıcı verileri gün yüzüne çıkardı. Buna göre Türkiye’de erişkinlerin yüzde 15,7’sinde böbrek hastalığı bulunuyor. Bu yıl 30.’su düzenlenen Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi için Antalya’da bulunan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının sıklıkla sinsi seyrettiğini belirtti.
Yaptıkları araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu açıkladı. Ancak 10 hastadan sadece 1’inin hastalığın farkında olduğunu açıkladı.
60 BİN HASTA TEDAVİ GÖRÜYOR
Düzenli tarama yapılmadıkça hastalığın erken evrelerde teşhisinin zor olduğuna işaret eden Süleymanlar, farkındalığın ve erken tanısının düşük olması nedeniyle hastalığın sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlediğine dikkat çekti.
Bu hastaların da yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavisi alması gerektiğini aktaran Süleymanlar, “Bu tedavilerin global maliyeti 1 trilyon doların üzerindedir. Ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 60 bini aşkın hasta bulunmakta ve sağlık bütçesinin yüzde 5’ten fazlası bu hastalar için harcanıyor” diye konuştu.
EKONOMİYİ TEHDİT EDİYOR
Prof. Dr. Süleymanlar, böbrek hastalığının ülke ekonomisini tehdit ettiğine vurgu yaptı. “Kronik böbrek hastalarında ölüm ve maluliyet riski sağlıklı bireylerden 10-30 kat yüksektir. Bu oranları kötü yaşam kalitesi, hastaların aile ve sosyal yaşantıları da olumsuz etkiler ve ekonomik üretkenliklerini engeller” dedi.
Diyaliz merkezlerinde Nefrolog yok
Tedavi süreciyle alakalı önemli bir soruna dikkat çeken Prof. Süleymanlar diyaliz hastalarının takibini yapacak hekim ve tedaviyi yürüten takımın başında nefroloğun olması gerektiğini vurguladı. Gerekçesini şöyle anlattı:
“Nefrologlar bunun için 3 yıl ekstra eğitim alıyor. Ülkemizde nefrolog sayısı kısıtlı. 600 civarında nefrolog var ve bu durum belimizi büküyor. Maalesef diyaliz merkezlerinin çoğunda nefrolog bulunmuyor. Hastayı pratisyen hekim takip ediyor. Bu durumda tedavide istenilen başarı sağlanamaz ve maliyet artar. Türkiye’de diyaliz hizmetinin yüzde 80’e yakını özellerde veriliyor.”
Risk var ise kontrol gerekli
Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının basit ve ucuz kan veya idrar testleri ile kolayca teşhis edilebildiğini söyledi. Hastalığın olumsuz sonuçlarını engellemek için ulusal ölçekli hastalık yönetimi modelinin hayata geçirilmesi geerektiğini vurgulayan Süleymanlar, “Sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından uygulanması hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlayacaktır. Bunun için; düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenilmeli, tuz tüketimini azaltmalı, yeterli su içerek sigara ve alkol tüketiminden kaçınmalıyız.
Risk altındaki kişilere yönelik düzenli tarama ve etkin tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir veya ilerlemesi engellenebilir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri; şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, obezite, ileri yaş ve ailede böbrek hastalığı varlığı. Kişi risk faktörlerine sahipse mutlaka böbreklerini kontrol ettirmeli” ifadelerini kullandı.
http://esaglikpersoneli.blogspot.com/
Böbrek hastalığı üzerine araştırma yapan Türk Nefroloji Derneği çarpıcı verileri gün yüzüne çıkardı. Buna göre Türkiye’de erişkinlerin yüzde 15,7’sinde böbrek hastalığı bulunuyor. Bu yıl 30.’su düzenlenen Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi için Antalya’da bulunan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının sıklıkla sinsi seyrettiğini belirtti.
Yaptıkları araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu açıkladı. Ancak 10 hastadan sadece 1’inin hastalığın farkında olduğunu açıkladı.
60 BİN HASTA TEDAVİ GÖRÜYOR
Düzenli tarama yapılmadıkça hastalığın erken evrelerde teşhisinin zor olduğuna işaret eden Süleymanlar, farkındalığın ve erken tanısının düşük olması nedeniyle hastalığın sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlediğine dikkat çekti.
Bu hastaların da yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavisi alması gerektiğini aktaran Süleymanlar, “Bu tedavilerin global maliyeti 1 trilyon doların üzerindedir. Ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 60 bini aşkın hasta bulunmakta ve sağlık bütçesinin yüzde 5’ten fazlası bu hastalar için harcanıyor” diye konuştu.
EKONOMİYİ TEHDİT EDİYOR
Prof. Dr. Süleymanlar, böbrek hastalığının ülke ekonomisini tehdit ettiğine vurgu yaptı. “Kronik böbrek hastalarında ölüm ve maluliyet riski sağlıklı bireylerden 10-30 kat yüksektir. Bu oranları kötü yaşam kalitesi, hastaların aile ve sosyal yaşantıları da olumsuz etkiler ve ekonomik üretkenliklerini engeller” dedi.
Diyaliz merkezlerinde Nefrolog yok
Tedavi süreciyle alakalı önemli bir soruna dikkat çeken Prof. Süleymanlar diyaliz hastalarının takibini yapacak hekim ve tedaviyi yürüten takımın başında nefroloğun olması gerektiğini vurguladı. Gerekçesini şöyle anlattı:
“Nefrologlar bunun için 3 yıl ekstra eğitim alıyor. Ülkemizde nefrolog sayısı kısıtlı. 600 civarında nefrolog var ve bu durum belimizi büküyor. Maalesef diyaliz merkezlerinin çoğunda nefrolog bulunmuyor. Hastayı pratisyen hekim takip ediyor. Bu durumda tedavide istenilen başarı sağlanamaz ve maliyet artar. Türkiye’de diyaliz hizmetinin yüzde 80’e yakını özellerde veriliyor.”
Risk var ise kontrol gerekli
Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının basit ve ucuz kan veya idrar testleri ile kolayca teşhis edilebildiğini söyledi. Hastalığın olumsuz sonuçlarını engellemek için ulusal ölçekli hastalık yönetimi modelinin hayata geçirilmesi geerektiğini vurgulayan Süleymanlar, “Sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından uygulanması hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlayacaktır. Bunun için; düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenilmeli, tuz tüketimini azaltmalı, yeterli su içerek sigara ve alkol tüketiminden kaçınmalıyız.
Risk altındaki kişilere yönelik düzenli tarama ve etkin tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir veya ilerlemesi engellenebilir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri; şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, obezite, ileri yaş ve ailede böbrek hastalığı varlığı. Kişi risk faktörlerine sahipse mutlaka böbreklerini kontrol ettirmeli” ifadelerini kullandı.
http://esaglikpersoneli.blogspot.com/
24 Kasım 2012 Cumartesi
Panax
Panax Nasıl Kullanılır?
Panax, on iki saatte tek kapsül olmak üzere günde iki defa
kullanılır. 12 yaş üzerindeki kişilere tavsiye edilen ürünler hem kadınların
hem de erkeklerin kullanması amacıyla formülize edilmiştir. Panax, gebelerle emziren
annelere tavsiye edilmemektedir. Özellikle yetişkin kadınlarla erkeklerin
kullanması uygun görülmektedir. Panax, bitkilerden oluşmuş besin deposudur.
Bilinen en eski bitkilerin doğadan toparlanarak karıştırılmasıyla vücut sistemi
üzerine fayda sağlaması amacıyla kapsüllere yerleştirilmiştir. Panax ilaç
olarak düşünülmemelidir, sadece bitkisel gıda takviyesidirler. Tıbbi anlamda
alınması önerilmemektedir. Fiziki olarak iyileşebilmemize sadece yardımcı
olmaktadır. Bunu yaparken yanı sıra da ruhsal olarak da rahatlayabilmemize
olanak tanımaktadır. Gevşeyerek rahatlamamıza destek olurken mantıklı
düşünebilmemize etkili olabilmektedir.
Panax Sağlıklı mıdır?
Panax, sağlıklı bulunarak milyonlar tarafından
kullanılmaktadır. Ürün, şifalı bitkilerden oluşmuş gıda takviyesidir. Destekleyici
özelliğiyle kullanıcı sayısı onbinleri aşmıştır. Alanında zirvede bulunurken
bitkilerin tekrardan gündemimizin baş köşesine yerleşmesini sağlamıştır. Panax ,
hap formunda bulunmamaktadır. Kapsül olarak üretilmektedir. Kapsüller
kutularında bulunmaktadır. Zararlı oluşumlar içermediğinden dolayı yetki
belgesi vardır. Panax, resmi satış siteleriyle yetki belgesi bulunan bayilerden
satılmaktadır. Gerekli kontoller, deneyler, incelemeler, testler yapıldıktan
sonra yasal prosedürler de yerine getirilerek piyasaya sürülmektedir. Yurt
içinden olduğu kadar yurt dışında da gündeme oturarak yüzbinlerce kişi
tarafından siparişler verilmektedir. Panax, şifalı bitkilerin temel alınması
sonucunda oluşmaktadır. Uzak Doğu ülkeleri başta olmak üzere özellikle eski
insanların rahatsızlandıklarında kullandıkları doğal karışımlar göz önüne
alınarak formülize edilmiştir.
Panax Orjinal midir?
Panax, % 100 orjinal olarak doğal yapısı korunarak
üretilmektedir.Tarım Bakanlığının onayıyla piyasaya sürülen ürün, patenti
alınmış şekilde müşterileriyle güvenle buluşmaktadır. Panax , etkili oluşumuyla
hayatımıza ilk sıradan girmeyi başarmış bitkilerden oluşan yardımcı elemandır.
Lider konumunda yer almaktadır.
Etiketler:
kibarlı panax,
panaks,
panax,
panax kullanımı
23 Kasım 2012 Cuma
Panax Yan Etkileri
Panax yan etkileri, Değerli kullanıcılarımız Dr. Mustafa Eraslan’ın ürünü olan Kibarlı Panax
%100 doğal bileşenlerden oluştuğu için içerisinde hiçbir kimyasal madde
bulunmaması neden ile rastlanılmış yan etkisi yoktur. Türkiye’de ve
Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki kullanıcılarımızdan yan etki hususunda
geri dönüş almadık. Panax’ ın onbinlerce sabit kullanıcısı mevcuttur. Bu
kadar büyük kitleye sahip Panax ‘ın yan etkisi olsaydı
eğer emin olun bunu duyardınız. Ürünümüzün bu kadar büyük kitleye sahip
olmasının en büyük nedeni kullanıcılarımızın tavsiyeleridir. Kibarlı
Doğal Sağlık ürünlerinin ve Panax‘ın referansı kullanıcılarıdır.
Panax’ ı neden tercih etmeliyim ?
Panax’ı tercih etmenizdeki ilk, en önemli sebep taze bitkilerin bileşimiyle meydana gelmiş olmasıdır. Sonuç itibariyle tamamen fayda odaklı çalışmayla hazırlanmış bu doğa harikası ürünler, düzenli kullanım sayesinde harikalar yaratıyor. Panax kişilerin daha canlı, dirençli hissetmelerini amaçlayan bileşimlerle donatılmıştır. Yüzlerce yıllık uzak geçmişten beri kullanılan bu bitkiler, ilaç değil destek sağlayan gıda takviyeleridir. İlaç olmadığı için de her hangi bir yan etkisi yoktur. Panax içeriği neyden oluşur, sadece şifalı bitkilerin dillerini anlayan, aktaran bir üründür. Doğayla kucaklaşmak için gönül rahatlığıyla kullanılabilecek bitkisel ürünlerdir. 7/24 Ayrıntılı Bilgi ve Sipariş Hattı:0-212 521 46 00
Panax’ ı neden tercih etmeliyim ?
Panax’ı tercih etmenizdeki ilk, en önemli sebep taze bitkilerin bileşimiyle meydana gelmiş olmasıdır. Sonuç itibariyle tamamen fayda odaklı çalışmayla hazırlanmış bu doğa harikası ürünler, düzenli kullanım sayesinde harikalar yaratıyor. Panax kişilerin daha canlı, dirençli hissetmelerini amaçlayan bileşimlerle donatılmıştır. Yüzlerce yıllık uzak geçmişten beri kullanılan bu bitkiler, ilaç değil destek sağlayan gıda takviyeleridir. İlaç olmadığı için de her hangi bir yan etkisi yoktur. Panax içeriği neyden oluşur, sadece şifalı bitkilerin dillerini anlayan, aktaran bir üründür. Doğayla kucaklaşmak için gönül rahatlığıyla kullanılabilecek bitkisel ürünlerdir. 7/24 Ayrıntılı Bilgi ve Sipariş Hattı:0-212 521 46 00
Kaydol:
Yorumlar (Atom)